Mehmet: Fetihler Sultanı — Bir Eğitimcinin Gözünden

Araştırmalar gösteriyor ki bir bilgiye ne kadar çok maruz kalırsanız, o bilgiye inanma olasılığınız o kadar artar.


Chat GPT tarafından oluşturulmuştur.

Öncelikle şunu söylemek isterim: Mehmet: Fetihler Sultanı dizisi gerçekten etkileyici bir yapım. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Ancak bu, dizinin eleştirilemeyeceği anlamına gelmez. Bir eğitimci olarak bu yazıda diziyi eğitimsel ve tarihsel perspektiften değerlendirmek istiyorum. Analizim dizinin ilk 23 bölümü ile 42. ve 43. bölümleri üzerine olacaktır.

YouTube’da bu dizi hakkında yapılmış birçok analiz mevcut. Bu analizlerin çoğu tarihçilerin bakış açısıyla yapılmış. Ancak bir eğitimcinin de bu tür yapımlar hakkında söyleyecek sözü olmalı.

Ne bir tarihçiyim ne de bir sinema eleştirmeniyim. Ben yalnızca araştırmayı ve sorgulamayı seven bir eğitimci-yazarım. Lütfen yazımı bu çerçevede değerlendiriniz.


Diziye Neden İhtiyaç Vardı?

Dizi, adından da anlaşılacağı üzere, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetme sürecini konu alıyor. Bu konu, ilkokuldan üniversiteye kadar tarih derslerinde defalarca anlatılsa da, böyle bir dizinin yapılması elbette gerekliydi — hatta bu konuda geç kaldığımız bile söylenebilir.

Amerikalılar sinemanın eğitimin bir parçası olduğunu yıllar önce keşfettiler ve Hollywood aracılığıyla dünyaya kendi bakış açılarını empoze ettiler. Örneğin, Kızılderilileri vahşi hayvanlarla eşdeğer gösterdiler. Oysa günümüzdeki tarih çalışmaları, onların son derece saf ve barışçıl bir topluluk olduğunu ortaya koyuyor. Bu örnek bize sinemanın, kitle eğitiminin güçlü bir aracı olduğunu gösteriyor.

Nitekim, bir dönem ismini vermeyeceğim bir dizide Kanuni Sultan Süleyman, yalnızca haremde vakit geçiren bir sultan olarak gösterilmişti. Oysa tarihçilerin çoğu bu tasviri reddeder. Bu tür sahneler, izleyicinin tarihsel gerçeklikten uzaklaşmasına neden olur.


II. Mehmet Aciz Biri Miydi?

Dizinin İstanbul’un fethedildiği bölümünde Fatih Sultan Mehmet, Çandarlı Halil Paşa’nın yanında sinir krizi geçiriyor gibi gösteriliyor. Bu sahneyle ilgili iki olasılık var:

  1. Bu olay hiç yaşanmadıysa: O zaman Fatih Sultan Mehmet’e açıkça iftira atıyoruz.
  2. Bu olay gerçekten yaşandıysa: O hâlde kendilerini daima güçlü gösteren başka ülkelerin yapımlarından hiç mi ders almadık da, zaferin sahibi bir komutanı böylesine kırılgan bir hâlde sunmayı seçtik?

Gençlerin zihnine böyle bir Fatih portresi kazımak ne kadar doğru?


Çandarlı Halil Paşa Gerçekten Hain miydi?

Bu sorunun cevabını ararken İlber Ortaylı, Ahmet Şimşirgil, Erhan Afyoncu ve Talha Uğurluel gibi alanında öne çıkan dört tarihçinin görüşlerine başvurdum. Her birinin detaylı değerlendirmelerine burada yer vermeyeceğim, ancak isteyenler bana e-posta yoluyla ulaşırlarsa kaynakları paylaşabilirim.

Genel kanı şudur: Çandarlı Halil Paşa hain değildir. İstanbul’un fethi sürecinde çekimser kalmasının nedeni, o dönemde Osmanlı’nın Haçlı tehdidiyle baş edemeyeceğini düşünmesidir. Ayrıca II. Murad’ın yeniden tahta çağrılmasında etkili olmuştur. Bu durum, Fatih Sultan Mehmet ile arasındaki gerginliği artırmış ve sonunda görevden alınarak idam edilmiştir. Ancak dizide sürekli entrikacı ve menfaatçi bir karakter olarak gösterilmesi, tarihsel gerçeklerle örtüşmemektedir.

Tarihçilerin ifadelerine göre, eğer Çandarlı Halil Paşa hain olsaydı, İstanbul’un fethi mümkün olamazdı. Devletin padişahtan sonraki en yetkili isminin bir hain olması, o devletin kısa sürede yıkılmasına yol açardı. Dahası, hain olduğu düşünülseydi, oğlu asla vezir yapılmazdı.

Çandarlı Halil Paşa, devlete son derece sadıktı. O sadece, olası bir kuşatmanın tüm Hristiyan dünyasını Osmanlı’ya karşı birleştireceğinden ve devletin zarar göreceğinden endişe ediyordu. Bu görüşünde ısrar ettiği için idam edildi.


Entrika mı, Gerçeklik mi?

Tarihe ve millete hizmet etmiş bir vezirin sırf reyting uğruna iftiraya uğraması ne kadar doğru? Bu tür sahneler, halkın entrikaya olan ilgisini besliyor. Yoksa öğlen kuşağında yayınlanan, senaryosu büyük ölçüde kurgu olan “katil bulma” programları bu kadar izlenir miydi?

Elbette bu yönünü sosyologlar daha derinlemesine inceleyebilir. Ben bir eğitimci olarak, eğitsel açıdan değerlendirmemi sunmak istiyorum.


Eğitim Açısından Eleştiri

Hiçbir kıymetli şahsiyete iftira atmadan da bu dizi çekilemez miydi? Henüz tarihi yeni yeni öğrenen bir gencin, bu diziyi izledikten sonra ataları hakkında nasıl bir izlenim edineceğini hiç düşündünüz mü?

Bugün tarihi bile olmayan devletler bile çektikleri filmlerle olmayan tarihlerini yüceltirken, biz neden gerçek tarihimizin kahramanlarını itibarsızlaştırıyoruz?

Sultan II. Murad döneminde Haçlılara karşı kazanılan zaferlerde rol almış bir paşayı, yalnızca izleyiciyi heyecanlandırmak uğruna küçük düşürmek ne kadar doğru?


Sonuç Olarak

Mehmet: Fetihler Sultanı, genel olarak başarılı bir yapım. Ancak tarihi karakterleri işlerken daha dikkatli ve sorumlu olunmalı. Genç zihinler, bu diziler aracılığıyla tarih bilinci kazanıyor. Gerçeğe sadık kalınarak, entrikadan uzak, ilham verici yapımlar üretmek de mümkün.